109237pwpadmin

Travmanın İzleri: Kaygı, Panik ve EMDR Yöntemi

Travmanın İzleri: Kaygı, Panik ve EMDR Yöntemi Travma sonrası yaşanan psikolojik etkiler, sadece olay anında değil; aylar hatta yıllar boyunca kişinin zihninde ve bedeninde iz bırakabilir. Bu etkiler arasında en yaygın olanları kaygı bozukluğu, panik atak ve uyarılmışlık halidir. Peki, travma sonrası kaygı nasıl anlaşılır ve EMDR terapisi bu süreçte nasıl yardımcı olur? Travma Sonrası Kaygı Belirtileri Nelerdir? Bir travma yaşadıktan sonra aşağıdaki belirtiler uzun süre devam ediyorsa, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gelişmiş olabilir: Travma Kaygısı ile Panik Atak Aynı Şey mi? Travma sonrası oluşan kaygı durumu, zamanla panik atağa dönüşebilir. Bu iki durum sık sık birlikte görülür. Panik atak, travmanın duygusal yükünün bedensel bir tepkisi olarak ortaya çıkabilir. Her panik atak geçirenin travma yaşadığı söylenemez ama travma sonrası panik atak oldukça yaygındır. EMDR Terapisi ile Travma Tedavisi EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisi, travmatik anıların etkisini azaltmak için geliştirilmiş bilimsel bir psikoterapi yöntemidir. Travma sonrası kaygı, panik ve kontrol kaybı gibi semptomların azaltılmasında oldukça etkili sonuçlar verir. EMDR Travmada Nasıl Uygulanır? Danışan, travmatik olayı düşünürken aynı anda çift yönlü uyarana (göz hareketi, ses, dokunuş) maruz bırakılır. Bu süreç, beynin olayla ilişkili olumsuz duyguyu nötralize etmesine yardımcı olur. Kimler EMDR’den Faydalanabilir? Aron Psikoloji ile EMDR Deneyimi Ankara’daki merkezimizde travma sonrası kaygı ve panik bozukluklar için EMDR temelli seanslar uyguluyoruz

Travmanın İzleri: Kaygı, Panik ve EMDR Yöntemi Read More »

Takıntılarla Yaşamak: Obsesyon Nedir, Ne Değildir?

Obsesyon Nedir, Ne Değildir? Takıntılı düşünceler, günlük hayatın akışını zorlaştırabilir ve bireyin ruhsal sağlığını ciddi biçimde etkileyebilir. Peki obsesyon nedir? Hangi noktada bir düşünce sağlıksız hale gelir? Bu yazımızda obsesyonun tanımını, belirtilerini ve tedavi yollarını ele alıyoruz. Obsesyon Nedir? Obsesyon; bireyin istemeden, tekrarlayan şekilde aklına gelen, rahatsız edici düşünceler, imgeler ya da dürtülerdir. Bu düşünceler kişide yoğun kaygı yaratır ve genellikle anlamlı bir tehdit içermezler. Obsesyonlar çoğu zaman mantıksız olduklarının farkında olunmasına rağmen zihinden uzaklaştırılamaz. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ile İlişkisi Obsesyonlar çoğunlukla Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) adı verilen psikiyatrik bir durumun parçasıdır. OKB’de obsesyonlara genellikle kompulsiyonlar yani bu düşünceleri bastırmak için yapılan tekrar eden davranışlar eşlik eder. Yaygın Obsesyon Türleri: Obsesyon Ne Değildir? Zaman zaman herkesin aklından rahatsız edici düşünceler geçebilir. Ancak bunlar hayatı etkilemiyorsa, tekrarlayıcı değilse ve kişinin işlevselliğini bozmuyorsa obsesyon sayılmaz. Obsesyon, zihinsel döngüye giren, kaçınılmaz şekilde geri dönen düşünceler bütünüdür. Obsesyon Belirtileri Aşağıdaki belirtiler obsesif yapının işareti olabilir: Obsesyon Tedavisi Nasıl Yapılır? Obsesif düşünceler tedavi edilebilir zihinsel süreçlerdir. Psikoterapi, özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), obsesyonların etkisini azaltmada çok etkilidir. Ayrıca EMDR terapisi de geçmiş travmalarla ilişkili obsesyonların çözümünde kullanılabilir. Ankara’da Obsesyon Tedavisi Aron Psikoloji olarak Ankara merkezli kliniğimizde, obsesyon ve OKB’ye yönelik bilimsel terapi yöntemleri sunuyoruz. Online danışmanlık seçeneğimiz ile şehir dışında olan bireylere de hizmet veriyoruz. Unutmayın, takıntılarla yaşamak zorunda değilsiniz.

Takıntılarla Yaşamak: Obsesyon Nedir, Ne Değildir? Read More »

EMDR Nedir ve Nasıl Etki Eder?

EMDR Nedir ve Nasıl Etki Eder? Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR), özellikle travma, anksiyete, panik atak ve obsesif düşünceler gibi rahatsızlıklarda kullanılan güçlü ve bilimsel bir psikoterapi yöntemidir. Peki EMDR nedir ve nasıl çalışır? Bu yazımızda EMDR terapisinin mantığını, uygulama biçimini ve etkilerini detaylı olarak açıklıyoruz. EMDR Terapisi Nedir? EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), 1987 yılında Amerikalı psikolog Francine Shapiro tarafından geliştirilen bir terapi tekniğidir. Temel amacı, geçmişte yaşanan ve halen zihinsel/duygusal etkisi süren travmatik anıların beynin doğal işleme sistemine yeniden kazandırılmasıdır. EMDR Ne İçin Kullanılır? EMDR terapisi şu alanlarda yaygın şekilde kullanılır: EMDR Nasıl Uygulanır? EMDR terapisi, danışanın zihnindeki rahatsız edici anıyı hatırlarken terapistin yönlendirmesiyle sağ-sol göz hareketleri ya da bilateral uyarılarla gerçekleştirilir. Bu süreç, beynin travmatik anıyı yeniden işlemesini ve duygusal yükünü azaltmasını sağlar. EMDR Seansı Aşamaları: EMDR Bilimsel Olarak Etkili mi? Evet. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerikan Psikoloji Derneği (APA) ve birçok uluslararası otorite, EMDR’yi travma sonrası stres bozukluğu için etkili ve önerilen terapi olarak kabul etmektedir. Klinik araştırmalarda hızlı etki gösterdiği ve uzun vadeli fayda sağladığı görülmüştür. EMDR ile Gelen Değişim Danışanlar genellikle birkaç seans sonunda, eski travmatik anılara dair duygusal tepkilerinde belirgin bir azalma fark eder. Uykusuzluk, çarpıntı, sürekli tetikte olma hali gibi semptomlar hafifler. Ankara’da EMDR Terapisi Aron Psikoloji olarak Ankara’daki kliniğimizde uzman EMDR terapistleri ile bireysel danışmanlık sunuyoruz. EMDR uygulamalarımız, etik ilkelere uygun, bilimsel temelli ve danışan odaklı olarak yürütülmektedir. Online seans seçeneğimizle uzaktan destek de alabilirsiniz. Hayatınıza ağırlık yapan travmalardan kurtulmak mümkün. EMDR ile siz de zihinsel ve duygusal dengenizi yeniden kazanabilirsiniz.

EMDR Nedir ve Nasıl Etki Eder? Read More »

Panik Atak ve Anksiyete: Neden Olur, Nasıl Geçer?

Panik atak ve anksiyete, günümüzde birçok bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen psikolojik sorunlardır. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, ölüm korkusu gibi belirtilerle kendini gösteren panik atak; ani ve yoğun kaygı nöbetleriyle karakterizedir. Peki, panik atak neden olur ve panik atak nasıl geçer? Bu yazımızda hem panik atak hem de anksiyete bozukluklarına yakından bakacağız. Panik Atak Nedir? Panik atak, beklenmedik bir anda ortaya çıkan yoğun korku ya da rahatsızlık hissidir. Genellikle 10-15 dakika içinde şiddetini artırır ve aşağıdaki fiziksel belirtilerle birlikte gelir: Anksiyete Bozukluğu ile Panik Atak Arasındaki Fark Her panik atak geçiren kişi anksiyete bozukluğu tanısı almaz. Anksiyete, genellikle daha yaygın ve süreklilik gösteren bir kaygı durumudur. Panik atak ise ani ve kısa süreli bir krizdir. Ancak iki durum birbirini tetikleyebilir. Panik Atak Neden Olur? Panik atak, genetik yatkınlık, travmalar, yoğun stres, geçmişte yaşanan sağlık problemleri veya bazı beyin kimyası dengesizliklerinden kaynaklanabilir. Bazen belirli bir neden olmadan da ortaya çıkabilir. Panik Atak Nasıl Geçer? Panik atak nasıl geçer sorusunun cevabı, kişinin yaşadığı süreci anlaması ve doğru psikolojik destek almasıyla ilgilidir. İşte etkili yöntemler: Ne Zaman Uzman Desteği Alınmalı? Haftada birden fazla panik atak yaşıyorsanız, günlük yaşamınızda işlev kaybı varsa ve atak sonrası sürekli bir kaygı hali hissediyorsanız mutlaka bir uzman klinik psikolog ile görüşmelisiniz. Ankara’da Panik Atak ve Anksiyete Tedavisi Aron Psikoloji olarak, Ankara merkezli kliniğimizde bireysel terapi, EMDR ve bilişsel davranışçı terapi ile panik atak ve anksiyete tedavisinde uzman desteği sunuyoruz. Online seans seçeneğimizle Türkiye’nin her yerinden danışan kabul ediyoruz. Unutmayın: Panik atak geçicidir, ama yardım almadığınız sürece tekrarlayabilir. Profesyonel destek ile bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetebilirsiniz.

Panik Atak ve Anksiyete: Neden Olur, Nasıl Geçer? Read More »

Anksiyete: Zihnin Labirentinde Bir Yolculuk

Hayatın karmaşası ve bilinmezlikleri, bazen zihnimizin derinliklerinde bir fırtına koparır. Bu fırtına, anksiyete olarak adlandırdığımız bir deneyimi tetikleyebilir. Anksiyete, sadece stresli bir günün sonucu değil, daha derin bir zihinsel ve duygusal durumun yansımasıdır. Peki, anksiyete nedir ve nasıl başa çıkabiliriz? Anksiyete: Bir Labirentin İçinde Anksiyete, çoğu zaman bilinmeyen bir tehlike karşısında yaşadığımız kaygıyı tanımlar. Ancak bu kaygı, bazen mantıklı bir kaygıdan çok daha fazlasını ifade eder. Anksiyete, zihnimizin bizi korumak için yarattığı bir alarm sistemidir, ancak bu alarm bazen gereğinden fazla çalar. Zihninizin bir labirent gibi olduğunu düşünün. Anksiyete, bu labirentte kaybolduğunuzu hissettiren, yolları daraltan ve sizi sürekli olarak tehdit altında hissettiren bir his olabilir. Bazen basit bir düşünce, bu labirentte bir kapıyı açabilir ya da başka bir kapıyı kapatabilir. Her bir düşünce, labirentin başka bir köşesine gitmenizi sağlar veya sizi yerinizde çakılı kalmanıza neden olabilir. Anksiyeteyi Anlamak: Gerçek ve Algı Anksiyeteyle başa çıkmanın ilk adımı, gerçeği algıdan ayırmaktır. Anksiyete, bazen korku ve endişe arasında bir köprü kurar ve bu köprü, gerçek bir tehlike olmadan da üzerinizdeki baskıyı artırabilir. Bu yüzden, kendinizi bu labirentin içinde kaybolmuş hissettiğinizde, yaşadığınız duyguların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını değerlendirmek önemlidir. Bir olayın sizin için bu kadar korkutucu olup olmadığını düşünün. Duygusal olarak bu olayın sizin için ne kadar büyük olduğunu anlamaya çalışın. Bu, çoğu zaman anksiyetenin sizi nasıl etkilediğini anlamanıza yardımcı olabilir. Baş Etme Yöntemleri: Labirentin Çıkış Kapısını Bulmak Farkındalık: Zihninizde dolaşan düşünceleri fark edin. Düşüncelerinizin sizi nasıl etkilediğini gözlemleyin ve onları bir kenara bırakmayı öğrenin. Meditasyon ve mindfulness bu konuda yardımcı olabilir. Küçük Adımlar: Büyük hedefler yerine küçük, yönetilebilir hedefler koyun. Her bir küçük adım, labirentte ilerlemenize yardımcı olabilir. Destek Arama: Bu yolculukta yalnız değilsiniz. Aile üyeleriniz, arkadaşlarınız veya profesyonel terapistler size rehberlik edebilir ve destek olabilir. Fiziksel Aktivite: Egzersiz yapmak, hem bedensel hem de zihinsel sağlığı destekler. Hareket, endorfin salgılar ve anksiyeteyi azaltabilir. Sonuç: Labirentin Dışında Bir Yaşam Anksiyete, labirentin derinliklerinde kaybolmuş gibi hissettirebilir. Ancak, bu labirentte geçirdiğiniz süre zarfında öğrendikleriniz, size daha güçlü ve dayanıklı bir zihin kazandırabilir. Anksiyete, her ne kadar zorlayıcı bir deneyim olsa da, onunla başa çıkmayı öğrenmek, size kendi içsel labirentinizi keşfetme ve eninde sonunda çıkış kapısını bulma fırsatı verir. Unutmayın ki, anksiyete bir engel değil, hayatın bir parçasıdır. Labirentte geçirdiğiniz her an, size daha aydınlık bir yol sunabilir.

Anksiyete: Zihnin Labirentinde Bir Yolculuk Read More »

Travmalar: Kırık Yüzeylerin Altındaki Derin Kuyular

Travmalar, hayatımızın en zorlayıcı deneyimlerinden biridir. Ancak, bu deneyimler sadece acı ve üzüntü değil, aynı zamanda insanın kendini yeniden bulma ve güçlenme yolculuğunun bir parçası olabilir. Travmalarla yüzleşmek ve onları anlamak, hayatın karmaşıklığını ve derinliğini keşfetmek anlamına gelir. Peki, travmalar nedir ve onlarla başa çıkma yolları nelerdir? Travmalar: Kırık Yüzeylerin Altında Ne Var? Travma, genellikle fiziksel veya duygusal olarak aşırı stres yaratan olaylardır. Bu tür olaylar, kişinin güvenliğini, kimliğini ve dünya görüşünü sarsabilir. Travmalar, bazen aniden meydana gelir, bazen de uzun vadede birikerek kişisel bir yük halini alır. Bu deneyimlerin ardından kişinin yaşadığı duygusal ve zihinsel etkiler, bir kırık yüzeyin altında gizlenen derin koyular gibidir. Bir travma sonrası kişi, içsel bir boşluk hissi, kendini kaybolmuş hissetme veya sürekli bir tehdit altında olma duygusu yaşayabilir. Bu durum, kişinin kendini ve çevresini anlamasını zorlaştırabilir. Travmalar, zihinsel ve duygusal yapı üzerinde kalıcı izler bırakabilir, bu nedenle bu izlerle başa çıkmak, genellikle zorlu bir süreçtir. Travmalarla Yüzleşme: İçsel Keşif ve İyileşme Yolları Duygusal Farkındalık ve Kabullenme: Travmalarla başa çıkmanın ilk adımı, yaşadığınız duyguları kabul etmektir. Kendinizi üzgün, öfkeli veya korkmuş hissetmeniz doğaldır. Duygusal farkındalık, bu duygularla yüzleşmenizi ve onları anlamanızı sağlar. Güvenli Bir Alan Yaratma: Travmanın etkileriyle başa çıkarken kendinizi güvende hissetmek önemlidir. Güvenli bir destek ortamı, bir terapist veya danışman ile bu süreci yönetmek, iyileşme yolunda büyük bir adım olabilir. Kişisel Anlam Arayışı: Travmalar bazen kişisel bir anlam arayışına dönüşebilir. Kişinin travma sonrası hayatını yeniden değerlendirmesi ve yaşadığı deneyimden anlam çıkarması, iyileşme sürecini destekleyebilir. Yaratıcılığı ve Kendini İfade Etme: Sanat, yazı, müzik veya diğer yaratıcı ifade yolları, travmatik deneyimlerin dışa vurulması ve işlenmesi için güçlü araçlar olabilir. Bu tür ifadeler, duyguların serbest bırakılmasına ve işlenmesine yardımcı olabilir. 5Bağlantılar Kurma: Destekleyici sosyal ilişkiler kurmak, travmanın yükünü hafifletebilir. Aile üyeleri, arkadaşlar veya destek grupları, yalnızlık duygusunu azaltabilir ve iyileşme sürecini destekleyebilir. Travmanın Derinliklerinden Güçlenerek Çıkmak Travmalar, derin ve zorlu deneyimler olabilir, ancak bu deneyimlerin ardından kendinizi yeniden inşa etmek mümkündür. Travmalar, kişisel bir yolculukta içsel güç ve dayanıklılığı geliştirme fırsatları sunar. Bu süreçte, kendinizi anlamak ve kendinizle barışmak, hayatın zorluklarıyla daha güçlü bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Sonuç olarak, travmalar bir engel değil, kişisel bir dönüşümün ve büyümenin kapısını aralayabilir. Kırık yüzeylerin altındaki derin koyulara inmek, sizi hem zorlasa da hem de daha derin bir anlayış ve güçlü bir içsel direniş kazandırabilir. Bu yolculuk, kendinizi yeniden bulma ve hayatı yeniden inşa etme fırsatı sunar.

Travmalar: Kırık Yüzeylerin Altındaki Derin Kuyular Read More »

Obsesyonlar: Zihnin Fırtınası ve Onlarla Yüzleşme Yolları

Zihnimizdeki düşünceler bazen bir kasırga gibi devrilebilir. Obsesyonlar, bu kasırganın merkezindeki fırtına bulutlarıdır. Herhangi bir an, aklımıza takılan düşünceler, bizi saran ve zihnimizde yankılanan obsesyonlar haline gelebilir. Ancak obsesyonlar, sadece bir zihin hali değil, aynı zamanda kişisel bir mücadele ve kendini keşfetme yolculuğunun da bir parçasıdır. Peki, obsesyonlar nedir ve nasıl başa çıkabiliriz? Obsesyonlar: Zihnin Terkedilmiş Sokaklarında Obsesyonlar, genellikle sürekli olarak kafamıza takılan, rahatsız edici ve genellikle mantıksız olan düşüncelerdir. Bu düşünceler, çoğu zaman kaçınılmaz bir şekilde zihnimizin arka planında yankılanır ve kişinin normal yaşantısını etkileyebilir. Obsesyonlar, bir tür zihinsel sıkışmışlık hali gibidir; bir düşünce ya da korku, zihin mekanizmalarının içinde dönüp durur ve kişi bu düşünceden kaçamaz. Zihnin bu terkedilmiş sokaklarında dolanmak, genellikle rahatsız edici ve yorucudur. Ancak obsesyonlar, çoğu zaman derin bir anksiyete, güvensizlik veya mükemmeliyetçilik hissinin dışa vurumu olabilir. Bu tür düşünceler, genellikle kişinin kendini eksik, yetersiz ya da başarısız hissetmesine neden olur. Obsesyonlarla Yüzleşme: İçsel Yolculuk ve Stratejiler** Obsesyonlarla başa çıkmanın birçok yolu vardır ve bu yollar, kişisel olarak değişiklik gösterebilir. Ancak bazı genel stratejiler, bu fırtınayı dindirmeye yardımcı olabilir: Düşüncelerle Oynama: Obsesyonlar, çoğu zaman irrasyonel ve uç noktalarda olabilir. Bu nedenle, bu düşünceleri sorgulamak ve gerçeklikten ne kadar uzak olduklarını değerlendirmek faydalı olabilir. Kendi kendinize, bu düşüncelerin ne kadar mantıklı olduğunu sorgulayarak bir düşünce günlüğü tutmak bu süreçte yardımcı olabilir. Farkındalık ve Kabullenme: Mindfulness ve meditasyon teknikleri, obsesyonlar karşısında daha az reaktif olmanıza ve bu düşünceleri daha objektif bir şekilde gözlemlemenize yardımcı olabilir. Bu teknikler, obsesyonların üzerinizdeki etkisini azaltabilir. Rutin ve Disiplin: Günlük rutinler ve disiplinli bir yaşam tarzı, obsesyonların önüne geçebilir. Planlı bir yaşam, zihninizin sabit düşüncelerle meşgul olmasını engelleyebilir. Kişisel Sınırlar: Obsesyonlar genellikle kişinin kendini sürekli olarak bir durumun içine hapsedilmiş hissetmesine neden olabilir. Kişisel sınırlar koymak ve kendinize dinlenme alanları yaratmak, bu düşünceleri yönetmenize yardımcı olabilir. Profesyonel Destek: Bazen obsesyonlar, profesyonel yardım gerektirebilir. Terapi ve danışmanlık hizmetleri, obsesyonların nedenlerini anlamanıza ve başa çıkma stratejileri geliştirmeye yardımcı olabilir. Obsesyonların Derinliklerinde: İçsel Güç ve Farkındalık Obsesyonlar, zihin dünyamızın karmaşıklığının bir yansımasıdır ve genellikle kişisel büyüme ve kendini anlama fırsatları sunar. Bu düşüncelerle yüzleşmek, sadece bir mücadele değil, aynı zamanda kendinizle olan ilişkinizi derinleştirme yolculuğunun bir parçasıdır. Obsesyonların kökenlerine inmek ve onlarla yüzleşmek, zihninizin derinliklerine ışık tutabilir ve kişisel gelişim yolunda önemli adımlar atmanıza olanak tanır. Sonuç olarak, obsesyonlar bir engel değil, kendinizi tanımanın ve içsel gücünüzü keşfetmenin bir yoludur. Zihninizin fırtınasında kaybolmak yerine, bu fırtınayı anlamak ve yönetmek, size daha güçlü ve dengeli bir zihin kazandırabilir.

Obsesyonlar: Zihnin Fırtınası ve Onlarla Yüzleşme Yolları Read More »